Distopik bir ABD’de geçen bu çarpıcı hikâye, totaliter rejimin mutlak kontrolü altında düzenlenen kanlı bir “gelenek” etrafında şekilleniyor. Her yıl gerçekleştirilen “Uzun Yürüyüş” adlı yarışmaya katılan genç erkekler, yalnızca tek bir kuralın gölgesinde yürür: belirlenen hızın altına düşen herkes anında öldürülür.

Yüzlerce kilometre süren bu ölümcül yürüyüş, hem fiziksel dayanıklılığı hem de zihinsel direnci sınarken, yarışmacılar bir yandan hayatta kalmaya çalışır, diğer yandan özgürlük, umut ve insanlık üzerine kendi içsel yolculuklarına sürüklenir. Gerilimin ve umutsuzluğun her an hissedildiği film, sistemin acımasızlığını ve hayatta kalma içgüdüsünün karanlık yüzünü çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.