Beş yıl önce yaşanan dehşet verici katliam, Camryn’in hayatını tamamen değiştirmiştir. O günden beri, maskeli katilin elinden kurtulan tek kişi olarak, hem travmanın hem de suçluluk duygusunun ağır yükünü omuzlarında taşımaktadır. Her an tetikte, paranoya ve korku içinde geçen günler, onu hem duygusal hem de sosyal olarak izole etmiştir; arkadaşlarının kaybının gölgesi, hayatının her köşesine sinmiştir.

Camryn, günlük yaşamına devam etmeye çalışsa da, sıradan bir hayat sürmek neredeyse imkânsızdır. Her ses, her gölge, geçmişin dehşetini yeniden hatırlatır. Kendi iç dünyasında verdiği mücadele, izleyiciye yalnızca bir korku hikâyesinin değil, derin bir karakter incelemesinin de kapılarını açar.

Film, maskeli katilin dehşetinden ziyade, gerçek korkunun hayatta kalan üzerinde bıraktığı psikolojik etkileri irdeler. Camryn’in acısı, travması ve yalnızlıkla başa çıkma çabası, izleyiciye her slasher hikâyesinin ardında yatan en samimi ve sarsıcı gerçeği gösterir: Kalan tek kişi, her zaman hem hayatta kalanın hem de kurbanın mirasını taşır.