New York Times'ın en çok satanlar listesindeki romandan uyarlanan film, kitabevi sahibi A.J. Fikry’nin (Kunal Nayyar) hayatındaki dramatik değişimi derinlemesine işler. Eşini trajik bir şekilde kaybettikten sonra Fikry, yalnızlık, keder ve umutsuzluk içinde hayatını sürdürmektedir; her gün kitaplarla çevrili olsa da ruhsal boşluğunu dolduramaz. Durumu daha da kötüleştiren olay, onun en değerli varlığının çalınmasıdır; bu kayıp, Fikry’yi hem kişisel hem de profesyonel olarak dibe çeker.

Tam da bu umutsuzluk döneminde, kitap satış temsilcisi Amelia (Lucy Hale) hayatına girer ve onun dünyasını aydınlatacak beklenmedik bir sürpriz kapısını çalar. Amelia ile olan tanışması ve bu sürpriz, Fikry’nin yaşamına yeni bir enerji, neşe ve umut getirir. Zamanla A.J., sadece kitaplara sığınmak yerine, insanlarla bağ kurmayı, sevgi ve dostluğu yeniden keşfetmeyi öğrenir.

Film, A.J. Fikry’nin kişisel dönüşümünü ve iyileşme sürecini, kitaplarla ve insanlarla kurduğu yeni ilişkiler üzerinden detaylı bir şekilde aktarır. Kapısında beliren bebek ve Amelia ile gelişen ilişkiler, Fikry’nin sorumluluk, sevgi ve aile kavramlarını yeniden tanımlamasına yol açar. Bu yolculuk, izleyiciye kayıp, aşk, umut, beklenmedik sürprizler ve hayatın küçük mutluluklarının değerini içten ve dokunaklı bir dille hissettirir.