Üniversiteyi bırakan ve hem maddi hem manevi anlamda dibe vurmuş bir genç olan M, hayatında bir çıkış yolu ararken kendisini beklenmedik bir sorumluluğun ortasında bulur. Maddi sıkıntılar içinde kıvranırken, son günlerini yaşayan hasta büyükannesine bakıcılık yapmayı gönüllü olarak üstlenir. Ancak bu fedakarlığın arkasında yalnızca vicdan değil, büyükannenin vasiyetinden pay almayı umduğu bencil bir plan yatmaktadır.

Başlangıçta bu görev, M için sadece bir fırsat gibi görünür. Fakat zamanla büyükannesiyle kurduğu bağ, onun hayata ve geçmişine dair bakışını değiştirmeye başlar. Aralarındaki sohbetler, ailenin uzun süredir saklı kalan sırlarını ve büyükannenin yaşadığı pişmanlıkları ortaya çıkarırken, M kendini hayatını ve değerlerini sorgularken bulur.

Bu süreç, onun sadece bir mirasın peşinde olmadığını, aynı zamanda kaybettiği insani bağları ve anlam duygusunu yeniden kazanma arayışında olduğunu gözler önüne serer. Ancak, büyükannenin ölümünden sonra ortaya çıkacak olan vasiyet, M’nin hayatını tahmin edemeyeceği bir şekilde değiştirecektir. Bu hikaye, insan ilişkilerindeki karmaşıklığı, bencillik ve fedakarlık arasındaki ince çizgiyi derinlemesine inceleyen duygusal bir yolculuk sunar.